10 Şubat 2017 Cuma

İşi En Güzel Yapmak!


ilim ile yapılan işte hayr vardır
Herkes işini en güzel şekilde yapmak ister ,bu ise takdir edilen bir düşüncedir.Yalnız , işini en güzel , en iyi yapmak ne demek oluyor ?
En güzel demek, ilme yani şartlarına uygun ve ihlasla yapmak demektir. Eğer o iş ilimsiz ve ihlassız ise güzel olması imkansızdır

İlimsiz iş nasıl olur ? 
Buyrun ;


İlimsiz fakat ihlaslı işe, Hazret-i Mevlana şu örneği verir:
Ormanda bir ayının ayağı, kütük arasına sıkışır, kurtaramaz. Biri bunu görüp, ayının ayağını kütüğün arasından çıkarır. Ayı da kendisine iyilik eden bu adama, ormandaki arıların yaptığı petekleri alıp getirir. Adam balı yiyince orada uyumaya başlar. Fakat sinekler, adamın yüzüne konarak rahatsız eder. Ayı ise, adam rahat uyusun diye sinekleri kovmaya çalışır. Bakar kovmakla gitmiyor, sinekleri öldüreyim bari diye, kocaman bir taş alıp, adamın yüzüne konan sineklere vurur. Adamın başı ezilir. Ayı, ilim sahibi olmadığı için, sineklere vurduğu taşın adama zarar vereceğini düşünemez. Ayının niyeti iyi idi, yani ihlaslı ve samimi idi, ancak ilmi olmadığı için yanlış iş yaptı. 
                 İlimsiz iş yarım kalır , bundan dolayı severek yapmak istediğimiz işi iyice öğrenmeli ve bildiğimizi uygulamalıyız.

Demek ki, iyi iş; ilim ve ihlasla yapılan iştir.

Hoşunuza gidebilecekler : 

                                    4 Yıllık Üniversite Nasıl Bir Yılda Biter

                                   Daha İyi Şimdiler

                                   Kayıp Hayatlar ' Plansızlar'

                                   Hayallere Ulaştıran İlk Adım

                                   Başaracağım! başka çaresi yok



                                        Üstün Öğrenme 
                                     Başarıya sürükleyen Alışkanlıklar

Sabretmek gerek bazen...


sabr etmek gerekir mutlu bir hayat için

                      Sabretmek gerek bazen...                 
Hayat'ta istemediğimiz şeylerle karşılaşırız .Hani bazı insanların alışkanlıkları vardır ya , bizde onun için huyu öyle deriz ve fıtrat'ında vardır.Dünya bir eğlence merkezi halinde değil idi, insanlar dünyayı eğlence mekanı haline getirdiler , bazıları ise attığı bombalar ile evleri ağıt mekanı haline getirdi.Yani anlaşılıyor ki dünyayı ne haline getirirsen o oluyor .Bir gerçek varki dünyayı ister 'Eğlence' ister 'Ağıt mekanı' haline getir bir gün bırakacaksın .Sahip olduğumuz bu 3 günlük vakitte ne arzu edersiniz ?Hayat eğlence ile güzel ,fakat herkes tv karşısında çok mutlu güzüksede aslında hiç ama hiçkimse hayatanının hepsini mutlu ve eğlence içerisinde geçirmiyor.Bundan dolayı en iyisi sabırlı olmak.
Kötüye , çirkin kalpliye ,kıskanca , akılsıza katlanmak ve sabırlı olmak .
Sabır en büyük erdemlerdendir. Her şeyin bir olgunlaşma zamanı var. Her şey gelişir. Düşünceler bile zamana ihtiyaç duyar

Sabırlı olmak bir insan için kazançtır , asla kayıp değildir.Cahile laf anlatmak imkansızdır , yalnız akıllı ve terbiyeli bir huysuza bakmak bile bundan kolaydır.Dünyada her çeşit insan vardır .Bundan dolayı sabırlı olmak , mutlu ve daha emin atacağınız bir hayata sürükler , ki sabr mutluluk için şarttır.

8 Şubat 2017 Çarşamba

Hikayem Var

   
     Bugün sabah 5 te kalktım çünki arkadaşıma söz vermiştim onu havaalanın'dan almam gerekiyordu.Normalde çok tembel ve uykucu biriyimdir.Arkadaşıma söz verdiğim için pişman oldum , bu kadar erken uyanılır mı , her neyse yola çıktım .Arkadaşım beni arayıp uçağının rötar yaptığını söyledi.2 saat geç kalıcakmış.Çok sinirlendim ama yinede bir şey demedim ve o günün bir an önce bitmesini ümid ettim.Havaalanına ulaşmıştım , tam şöyle geçip oturayım diyecektim ki bir yaşlı hanımefendi bana doğru seslendi.Bayan benden yardım etmemi istiyordu.İlk başta duymamış gibi yaptım ve kendi kendime ' arkadaş iyilik perisi miyim ben dedim'.Bayan tekrar bana seslendi , çok yaşlıydı ona yardım etmekten başka çarem yoktu .Yanına gittiğim de üzerimde kaynar sular dökülür gibi oldu.Ne görsem şaşarsın , bayan görme engelliydi.O an kötü düşüncemden dolayı kendimden nefret ettim .Bayan sadece çantalarını masanın üzerine koymamı istemişti.Daha sonra bana 'yakışıklı oğlum biletime bakıp nekadar daha beklemem gerektiğini söyler misin' dedi ben tabiki teyzeciğim emrin başım üstüne dedim ve ona bir saat daha beklemesi gerektiği söyledim.Aklıma takılan bir soru vardı , bu yaşlı pamuk yanaklı teyze bana simit ikram etti ve beraber beklemeye başladık .Teyzeye benim yakışıklı olup olmadığı mı görebiliyor mu diye sordum utana utana .Teyze bana ' ben küçükken görebiliyordum , şimdi ise göremiyorum ,gözlerim iyice kapandı fakat babam bana iyi niyetli insanların yüzü ışıldar ve güzel olur demişti bundan dolayı senin yakışıklı diye çağırdım' dedi.Teyze benim iyi niyetli olduğumu düşünüyordu , daha çok utanmıştım.Teyzeye nasıl Nijerya gibi uzak bir ülkeye tek başına gidebileceğini sordum.Teyze 'biliyorum başka bir ülkeye gitmek değil sadece markete gitmek bile benim için diğer insanlara göre daha zor.Fakat sadece zor olduğu için yapmak istediğim şeyden vazgeçmek istemiyorum.Çok yaşlandım , orada torunlarım var eğer ne kadar yaşayacağımı bilseydim onların gelmesini beklerdim ama bekleyemedim.İnsanlar hayatta bir çok şeyi sonraya bırakıyorlar , nekadar yaşayacaklarına dair garantileri bile yokken.Büyük annelerim vefat etmeden önce bana insanın ölüm yatağından yaptıklarından değilde yapmadıklarından pişman olduğunu söylemişti' dedi ve artık teyzenin gitme vakti gelmişti.Orada kalıp o teyzeden çok şeyler öğrenmek isterdim ama aslında hayatımın en büyük hediyesini almıştım , artık hayatıma çeki düzen vermek istiyorum .Geriye kalan vakitlerimi değerlendirmek istiyorum ve kendime değer vermek istiyorum .Sadece söz verdiğim için erken vakitte kalkan ben artık hayatımın ve boş vaktimin değerini bilmek istiyorum ve en son olarak diyebileceğim tek şey sahip olduklarım için şükrediyor ve fazlası için çabalıyor ama hüzün'e asla kapılmıyorum .Şükürler olsun .Arkadaşım geldi ve beraber eve döndük , ona neler yaşadığımı anlattım ve o gece kendime söz verdim artık her dakikanın değerini bilmek istiyorum ..

Bu makale Tuğba DENİZCİ tarafından yazılmıştır .Gerçeği değiştirilmeyecek bir şekilde faydalanılabilir.

İmkansız diye bir şey var mıdır ?



Son zamanlarda alışa gelen bir düşünce var ;Hiçbir şey imkansız değildir.Biz insanlar olarak bunun doğru olduğunu kabul ediyoruz .Doğrusu hayatta ki her şey imkansız değildir ve her şey imkanlı da değildir.İmkansız olan şeylere örnek verince; dün'e dönemeyiz , anne ve babamızın kim olacağını seçemeyiz , gözlerimizin rengini değiştiremeyiz,elimizi şıplattığımız gibi elimize su gelmesini bekleyemeyiz;ki bunları herkes bilir.Bir çoğunun mümkün olmasını isterdik ama eminim ozaman da herkes bu özelliklere sahip olduğu için yine fazlasını isterdik.Tamam bu söylediklerimin hepsi zaten kimsenin yapamadığı ve olağanüstü olarak adlandırdığımız şeyler.Birde şöyle bir durum vardır ki sahip olmadığımız şeylerin imkansız olduğuna inanırız.Örneğin köyde yetişen birisi için ileride büyük bir siyasetçi olacağına inanmayıp , okumayı bırakması gibi.Şunu bilmemiz gerekir ki olağanüstü olarak adlandırılamayan her şey 'mümkün' dür .Sadece kendinize inanın .Bütün alimler, bokser Muhammed Ali , Bruce Lee ve daha fazla bir çok kişi kendinize inanmanın öneminden bahsediyor.Boksör Muhammed Ali Ben en iyisiyim sözü ile ünlüdür.Bir sözünde ise 'ben en iyi olduğuma inanmadan bunu söyledim' demiştir.
Bruce Lee 'İster kabullenin ister kabullenmeyin, içinde bulunduğunuz şartlar tamamen size bağlı. Siz kabullenmedikçe asla yenilgi diye bir şey yoktur.' sözü ile bunu tamamiyle belirtmiştir.


  • Niyetiniz yüzme öğrenmekse, direkt suya dalın. Karada durmaya devam ettiğiniz sürece, hiçbir düşünce size yardım edemez.' 


  • Kolay bir hayat dilemeyin; zor olana dayanabilecek güç isteyin


  • Başkaları tarafından mağlup edilmekte utanılacak bir şey yoktur. Önemli olan yenildiğiniz zaman ‘’Bende eksik olan ne?’’ sorusunu kendinize sorabilmenizdir. Böyle bir tutum izleyen insan umut vaat ediyor demektir.

  • Sonuçta başarılı veya başarısız olmak değildir önemli olan, bunların insanın kalbinde yarattığı etkilerdir. İnsan cesaretini kaybetmediği sürece yenilmiş sayılmaz
  • Yaptığın her şeye fiziksel ya da başka bir şeye her zaman limit koyarsan bu senin yaşamına ve işine sıçrar. Limit yoktur. Sadece ilerleme kaydetmediğin dönemler vardır ve orada kalmamalısın, onların ilerisine geçmelisin.
  • Mutlu ol ama asla yetinme.


  • Eğer yaşamı seviyorsan zamanı boşa harcama. Çünkü hayat zamandan oluşmuştur.

  • Başarısızlıktan korkma. Başarısızlık değil ama düşük hedef suçtur. Büyük girişimler, düşseniz bile (başarısız olsanız bile), muhteşemdir.

  • Bilmek yeterli değildir, uygulamak gerekir. İstemek yeterli değildir, yapmalıyız.

  • Ölümsüzlük anahtarı, önce hatırlanmaya değer bir hayat yaşamaktır.

  • Daha sonra bir taktik oluşturabilirsin. Çok deneyim gerektirir. Zamanla otomatikleşirsin, ne yapacağını düşünmezsin bile hareket kendiliğinden oluşur.

  • Eğer bir konu üzerinde çok düşünürsen onu gerçekleştirecek zamanın kalmaz. Bruce Lee


Ben inanıyorum ki Bruce Lee'nin sözlerini iyice düşünüp hayatını ona göre yönlendiren kişi hayatında çok başarılı olur 

Öncelikle şunu unutmayın ;Siz kendinize inanmıyorsanız diğer insanlar nasıl inansınlar ?
Bir şeyin imkansız olduğunu düşünmeyin, kendinize inanın ve yapmanız gerekeni yapın.Diğer insanlar size güvenmeye bilir ,siz güvenenlerle yola çıkın, hiç kimse yoksa bilin ki yaratıcı sizinle .Her şeyi planlayan odur eğer sizin kaderinizde bir şey varsa olur ama kendinize inanın .İleriyi görme yeteneğimiz olmadığına göre , bir şeyin mümkün olup olmadığını biz belirleyemeyiz.

                 Kendine Değer ver ; sen değer vermezsen kendine kimse veremez.Kendini küçümseme , sen küçümsersen diğer insanların seni küçümsemesi kaçınmaz olur .





Hayal Kurmalı Mı?



Selamun Aleykum , Her insanın hayal kurma özellikleri var .Her hayal seviye olarak değişir .Hayalimizde dünyada yapabileceğimiz basit şeyleri de görebiliriz ,bir halının üzerinde dünyayı geziyor , hayallerimizdeki işin patronu olmuş olabiliriz, bir ünlü ile evleniyor , saray sahibi , çok güçlü olarabiliriz.

Herkes hayal kurmak işini beceremez .Bazıları aşırıya gider ve hayatının çoğunu hayal kurmakla geçirir ki bu kişinin dünyevi hayatına zarar verir. Çünki hayalleri gerçekleştirmek için harekete geçmek gerekir.Bir diğer grup ise hayallerini avantaja dönüştürür.Kısa süreli ve günümüzden daha ilerisini düşünerek hayal kurar .Bu genelde bilim insanlarının kullandığı bir tekniktir.Burada hayal kurma olayı bir nevi gözde canlandırmaktır.

Allah insana pek çok güzel fonksiyona sahip hayali vermekle kalmamış, aynı zamanda hayalin aşırıya kaçmaması için gereken sınırları belirleyen aklı da vermiştir. Akl-ı selim sahibi kimse, elbette önüne düşen her hayali düşleyip mutlaka ulaşılması gereken bir Leyla gibi tasarlayacak olursa, netice itibariyle bir gün –geçici de olsa- mecnun olması mukadder olacaktır. 
 hayalin varlığı büyük bir nimettir, onun imal hatası yok, kullanım hatası vardır. Nitekim hayali yanlış yerde kullananlara “hayalperest” adı verilmiştir.
Bu fotoğrafı çok beğeniyorum .Sadece burada merak ettiğim bir şey var ,duvardaki resim bu beyefendiyi yıllar boyunca mutlu edebilir mi ? Bu soruya hem evet hemde hayır olarak cevap veriyorum .
Evet , çünki elindekinin değerin bilen insanlar hep mutludur .Bu kişi dünyanın en zengini hangi arabayı almış , kaç metrekarelik evi varmış diye bakmaz.Aldığı çok ucuz bir ayakkabısını yastığının altına koyar , onu giymeye bile kıyamaz ve onunla uyur.Onu giydiği zaman ise onu kollar ve hayatını böyle sürer.
Hayır , çünki çevrede ondan daha iyi giyen insanları görür ve onlar gibi olmak ister.
Çok bariz bir şey varki hepimiz bu bey'in kendi evine sahip olmasını isterdik .Bir ailesi olsun , sıcak çorba içebilsin.Yalnız bunun için yapması gereken şey öncelikle inanıyorum ki herkes sahip olduğu için şükretmeli ve 'kuşlar' gibi sabahtan akşama kadar çalışmalı ve eve tok dönmelidir.Yani hareket'e geçmelidir.

Dünyanın tanınmış insanları , üreticileri ile evde tv karşısına geçip vakit öldüren kişinin farkıda budur .Başarılı kişi harekete geçer .Son olarak şunu diyebilirim ki ; hayal kurmak güzeldir fakat her şeyi fazlası gibi aşırı hayal kurmakta yanlıştır ve yanlış yola sürükler.


6 Şubat 2017 Pazartesi

Başarıya sürükleyen Alışkanlıklar



     
Selamun Aleykum arkadaşlar, bir önceki paylaşımımda stratejinin öneminden bahsetmiştim .Hiç şüphesiz stratejiler hayatımızı kolaylaştırır.Bu yazımda ise sizinle sadece okulda değil bütün hayatınız boyunca alışkanlık edinmenizin sizi bulunduğunuz ortamdan alıp hayat ettiğiniz güzel bir hayat koşullarına , mutlu , daha pozitif , hayatınızın her anının farkında olduğunuz bir seviyeye getireceğine eminim.Bu stratejileri sizinle paylaşmadan önce sizinle bir kaç önemli söz paylaşmak istiyorum .

Nerede olursanız olun, elinizdekilerle  yapabileceğinizi yapın.  Theodore Roosevelt

İnsan sahip olduklarının toplamı değil,  fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır.  Jean Paul Sartre

Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.   Mark Kay
Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil. Ben Sweetland

Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir.  Leonardo da Vinci 
Arzu varsa çözümde vardır.  Anonim

Hata değil çare bulun. Henry Ford

Başarısızlıklar, kuvvetlilere  daha da kuvvet verir.  Saınt Exupery

"Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğidir." Thomas Edison

Alışkanlık hizmetkarların en iyisi, efendilerin en kötüsüdür.  Nathanıel Emmons

Sizi başarıya getirecek bu tavsiyeler bir gün alışkanlığımız olunca ,bu kazandığımız anlamına gelir.Unutmayın ki İstanbul bir günde feth edilmedi , başarılı insanlar bir gece de başarılı olmadı .Başarı ancak ve ancak doğru işlemlerin her gün devamlı olarak yapılmasıyla elde edilir .Bugün uyandığınızda kendinizi enerjik hissetmiyor olabilirsiniz , fakat bu bütün gününüzün böyle geçmesi için bir sebep değildir.Hayat siz aktif ve enerjik iken daha güzel.
Çalışma hayatının genel prensipleri: Her işin ve mesleğin kendi bünyesine mahsus çalışma ve işleme usul ve kuralları vardır. Bunları meslek sahipleri bilir. Bir de, bedeni ve fikri her çeşit iş ve çalışma hayatının ve başarılı olmanın bazı genel ve gerçekçi kuralları vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

* Çalışmak için müsait vakit bekleme. Her zamanı çalışmak için müsait bil. Kendine göre müsait vakit beklersen, o hiçbir zaman gelmez.

* Çalışmak için müsait yer arama. Her yeri çalışmak için müsait bil. Kendine göre müsait yer beklersen, o yeri hiç bulamayabilirsin. 

* Bir günde ve bir zamanda yapman gereken bir işi, bir dersi, bir vazifeyi [ibadeti] yarına erteleme. Çünkü her günün işi kendine yeter. [Hadis-i şerifte (Yarın yaparım diyenler helak oldu) buyuruluyor.]

* Bir zamanda yalnız tek bir işi yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir konu üzerinde çalış. Tâ ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla işi yapayım diyen hiçbirini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış, en büyük İslam âlimlerinden biri olan İmam-ı Gazali’ye İhya-i Ulum adlı muazzam eserini nasıl bir çalışma ile vücuda getirdiğini sormuşlar: “Bir zamanda yalnız bir konu, bir mesele üzerinde çalıştım” demiş.

Başladığın bir işi bitirmeden başka bir işe başlama. Yarıda kalan iş başlanmamış demektir. 

* Bir günün işini (dersini, vazifesini) bitirdikten sonra ertesi günü ne iş yapacağına karar ver,
 yahut hiç olmazsa çalışmaya başlamadan evvel, hangi iş (ders, kitap) üzerinde çalışacağını düşünüp kararlaştır ve çalışmaya bu kararla otur.

* Bir işe başlamadan, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya oturmadan önce düşün ve çalışman için gereken şeyleri yanında ve elinin altında bulundur. Tâ ki, ikide bir kalem, kağıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.

* Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol, ve dikkat kesil ve bütün ruhi ve bedeni kuvvetinle kendini işe ver, o işe konsantre ol. [İşi kendine düşman bil, sen onu güzel bitirmezsen, o seni kötü şekilde bitirir.] 

* Bir işe başlamadan önce, o işi en kısa bir zamanda, en kolay ve en temiz bir surette nasıl yapmak, nasıl öğrenip etüt etmek mümkün olduğunu iyice düşünüp hesapla. [Plansız programsız projesiz işe başlayana ahmak denmez mi? İslam âlimleri, (Doğru sebebe yapışan, doğru netice alır) buyuruyorlar.] 

* Çalıştığın bir iş üzerinde herhangi bir güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme. İyi bil ki, yılgınlık maskeli bir tembelliktir. Yine bil ki, çalışma sevgisi, güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hasıl olan manevi zevk, eşsiz bir zevktir. Emin ol ki, savaşta zafer ve işte başarı yılmadan sabırla devam edenindir. Sebat önünde güçlükler erir ve imkansız görünenler imkanlı hâle gelir.



* İşinde rastladığın bir güçlüğü önce parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeye çalış. Bunun için, mesela, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım ve konularına ayır. Sıra ile konuyu iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür konuya geçme. [Aynısını zaten her gün yemek içmek de yapıyorsun. Lokma lokma yiyor, yudum yudum içiyorsun. Bir elma birden yutulur mu? Bunu iş hayatında da uygula.] 

* Devamlı ve intizamlı çalış. Her gün aynı saatlerde çalışmaya otur. Çalışmayı uzun aralıklarla kesip terk etme. Hasta ve yorgun değilsen tatiller de bile yavaş ve az da olsa çalış. Tâ ki çalışma alışkanlığın körlenmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin.

* Bir iş üzerinde yorulursan dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi, pas tutar. [Akan su pislik tutmaz, durgun su pislik tutar, hastalık yapar.] 

* Çok düşün.
 İyi bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek ve okumak, yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyor demektir.* Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir deme. Çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak. [Faydalı çalışmak, vakti doldurmak değildir, vakti kıymetlendirmektir, yani, dünya ve ahirette faydasını göreceğimiz neticeleri elde etmektir.] 

* Fikri çalışmalar için, aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette, günde iki üç saat bile kâfidir. Büyük filozof İbni Sina, dünyaca meşhur olan (Kitab-üş-şifa) sını, her gün, sabah namazından sonra Bağdat’taki bir caminin büyük kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yani takriben iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer, muazzam eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene, bin, bin iki yüz sayfalık eser veren Fransız edibi Emil Zola’ya başarısının sırrını sormuşlar: Her gün yalnızca üç saat çalışır ve yazarım demiş.

* Sebat et, damlaya damlaya göl olur ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
*Bir işe, bir derse, bir kitaba başladığın zaman, telaş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren. 

* İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden, bazen büyük zararlar doğduğunu unutma.

* Gece yatağa girince, kendini hesaba çek, o gün ne yaptığına bak, yarın ne yapacağına karar vermeden uyuma.
* Her gün iyi bir eserden sesli olarak beş on sayfa oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme yeteneğin gelişir.

* Rastladığın hikmetli bazı güzel ifadeleri ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade haznen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir.

* Çalıştığın bir dersin, bir kitabın konularını bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden özet halinde not et. Bir dersi, bir kitabı en iyi anlayıp öğrenmenin yolu, yazarak, not tutarak çalışmaktır.

* Bir dersten öğrendiğin, bir kitaptan okuduğun konuları arkadaşlarınla ezberden müzakere et. Bu suretle hem zekan işler ve öğrendiğin sindirilmiş olur, hem hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve düşüncelerini açıkça ifade etme alışkanlığı kazanırsın.

* Dikkat et! Sözlerin ve yazıların kısa, açık ve anlamlı olsun. 

* Okuduğun bir kitapta rastladığın güzel bir parçayı ve orijinal bir fikri -yerini ve sayfasını işaret ederek- not et. Bu suretle biriktirdiğin notları, bir dosyaya, bir fiş kutusuna sırası ile yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar senin için zengin bir malzeme hazinesi olur.

* Bir konu hakkında bir yazı veya bir eser yazmaya karar verdiğin zaman, önce, bu konu üzerinde yazılmış eserleri oku.Tâ ki, herkesin bildiği şeyleri tekrar edip ömrünü israf etme.

* Fikri çalışmanın herkesin mizacına göre değişen verimli ve kıymetli saatleri vardır.
 Bu saatler şahıslara göre değişebilir. Sabahın erken saatleri olabilir, kiminde gündüz kiminde gece olabilir. Kendine bak, senin kıymetli saatlerin hangileri ise, bunları hiçbir eğlenceye feda edip kaçırma.

Bu makaledeki tasiyelerin çoğu 
Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’den tavsiyelerinden oluşmuştur.Umarım faydalı olmuştur.